-
1 söz
1) слово, речь, разговорsözü açılmak — пойти - о речи (о чём-л.)
sözü ağzında bırakmak, sözü ağzından almak — прервать, не давать договорить
sözün ardı boşa çıkmak — все разговоры оказались / были тщетными
sözü ağzına takımak — затыкать рот, не давать возможности говорить
söze başlamak — начать разговор о чём
sözünü esirgememek / sakınmamak — говорить прямо, не выбирая слова, резать правду-матку
söz etmek — а) говорить о ком-чём; б) сплетничать о ком
sözünü kesmek — а) прекратить говорить; б) прервать разговор, прервать чью-л. речь; перебивать кого
söz sözü açar — слово за слово, и пойдёт разговор
sözü tartmak — разговаривать, взвешивая слова
2) слово, обещаниеsöz almak — а) взять слово ( для выступления); б) заручиться чьим-л. обещанием; в) получить положительный ответ семьи невесты
3) слухи, молва••- söz aramızdasöz gümüşse sükût altın — посл. слово - серебро, молчание - золото
- söz atmak
- söz arasında
- sözünü bilmez
- söz bir Allah bir!
- sözünden çıkmamak
- söz dinlemek
- sözü geçer
- söz geçirmek
- sözünü geçirmek
- sözü geçmek
- söz gelmek
- sözüne gelmek
- söz getirmek
- söz götürmez
- söz işitmek
- söz kaldırmamak
- sözde kalmak
- söz kesmek
- sözü kesmek
- sözü mü olur?
- sözü sohbeti yerinde
- sözüm yabana dışarı
- sözüm meclisten dışarı
- söze yatmak
- söz yok!
См. также в других словарях:
arpa ektim, darı çıktı — ters sonuç veren işler için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
suyu mu çıktı? — (bir yerin) beğenilmeyecek nesini gördün? anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Аслым, Айлин — Айлин Аслым Основная информация … Википедия
nasıl — zf., T. ne + Ar. aṣl 1) Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz Ben dudaklarımın ucuna gelen bir suali nasıl sorduğumu, niçin sorduğumu bilmiyorum. S. F. Abasıyanık 2) Bir hareketin yapılış biçimine duyulan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hoppala — is. 1) Bebeklerin içine konup zıplayarak eğlenmelerini sağlayan yaylı araç 2) ünl. Küçük çocuklar atlarken onları yüreklendirmek için söylenen bir söz Atla bakayım ... Hoppala! 3) ünl. Şaşma ile birlikte kınama anlatan bir söz Hoppala, bu da yeni … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıslık — is., ğı 1) Dudakların büzülerek veya parmağın dil üzerine getirilmesiyle çıkarılan ince ve tiz ses Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık / Yalnız arabacının dudağında bir ıslık. F. N. Çamlıbel 2) Bir şeyin çıkardığı ince ve tiz ses Söz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kahpe felek — is., ği Rast gelmeyen, yâr olmayan talih veya kader anlamında kullanılan bir söz Aşktı bizdeki, onlardaki mantık / Onlardan yana çıktı kahpe felek. C. S. Tarancı … Çağatay Osmanlı Sözlük
müthiş — sf., Ar. mudhiş 1) Korkuya düşüren, korkunç, dehşetli Müthiş bir fırtına çıktı. 2) Çok rahatsız eden, dayanılmaz Bu müthiş yokluğa, bu derin acıya tahammül edemiyordum. Y. K. Beyatlı 3) Şaşılacak kadar değişik Birdenbire kendinde müthiş bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
su — 1. is., yu Sutaşı 2. is., yu 1) Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab Dere suyu tekmil çamur. Halk kuyu suyu içmek mecburiyetinde... R. N. Güntekin 2) Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gemi azıya almak — 1) at, gemi azıları arasına alıp etkisiz bırakarak süvarisinin yönetiminden çıkmak ve alabildiğine koşmak 2) mec. söz dinlemez olmak Kim var kim yok geldi toplandı. Derken her kafadan bir ses çıktı, kimi kâh nalına, kâh çivisine vurdu, kimi gemi… … Çağatay Osmanlı Sözlük